Memnu Hakların İadesi Nedir ?
Memnu hakların iadesi bir başka ifade ile yasaklanmış hakların iadesi belirli bir suç veya cezadan kaynaklanan TCK ya da başkaca kanunlarda öngörülmüş çeşitli hak yoksunluklarının (seçme ve seçilme ehliyetinden, velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan, vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan, vb. gibi), cezanın infazı ile birlikte giderilmesi, hakların geri alınmasını sağlayan hukuk kurumudur.
Adli Sicil Kanunu 13/A : (1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir.
TCK cezanın infazıyla bu hakların geri verilmesini hüküm altına almış olsa da bazı özel kanunlarda hükümlünün cezası infaz olmasına rağmen bazı hakların kullanımını engelleyen hükümleri mevcuttur. Nitekim, avukatlık, milletvekilliği, mali müşavirlik, devlet memurluğu gibi meslekleri yapması ilgili mesleklerin bahsedilen özel kanunları ile yasaklanmıştır.
Kısaca, memnu hakların iadesi kanunların ceza mahkumiyetine bağladığı olumsuz sonuçları ortadan kaldırmaya yarayan hukuki bir çaredir.

Memnu Hakların Geri Verilmesi Koşulları Nelerdir ?
Memnu haklar nasıl kazanılır? Adli Sicil Kanunu’nun.13/A maddesi kapsamında, yasaklanmış hakların geri verilebilmesi için şu koşullar bir arada bulunmalıdır:
1-Mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren 3 yıllık bir sürenin geçmiş olması,
2-Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması,
3-Hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
Bu şartları sağlayan kişi memnu haklarının iadesi için dava açmak suretiyle haklarını geri kazanabilir. Memnu hakların iadesi için mahkemede bir kanaat oluşması gerekmektedir. Dolayısıyla bazı teknik detayların mevcut olması sebebiyle bu tür bir davanın bir Avukat nezdinde takibi oldukça önemlidir.
Memnu Hakların İadesi İçin Hangi Mahkeme Yetkilidir ?
1-Hükmü Veren Mahkeme
2-Hükümlünün İkametgahının Bulunduğu Yerdeki Aynı Derecedeki Mahkeme
Mevzuat, hükümlüye bu noktada bir seçim hakkı tanımış olup, Memnu Hakların İadesi kararı için, hükümlünün yargılandığı ve hükmünün verildiği mahkemeye başvurulunabileceği gibi, hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemeye de başvurulabilir. Ancak uygulamada hükmü veren mahkemeye başvurmak, evraklara daha kolay ve hızlı ulaşılabilmesi sebebiyle daha hızlı sonuç vermektedir.
Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinden inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
Memnu hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır.
Memnu Hakların İadesi Davası Dilekçe Örnekleri
İstanbul ... .... Ceza Mahkemesi Hakimliğine
Memnu Hakların
İadesini İsteyen : E.M. (TC No: )
Vekili : Av. Hakan Elçi
Kararı Veren Mahkeme :
Konu : Yasaklı hakların geri verilmesine karar verilmesinden ibarettir.
Açıklamalar :
1-Müvekkilimiz E.M. hakkında mahkemenizin 02.04.2022 tarihli ... Esas ve ... Karar sayılı ilamı ile 8 yıl 4 ay mahkumiyet kararı verilmiştir.
2-Müvekkilimiz hakkında hükmolunan cezanın infazı ../../.... tarihi itibariyle tamamlanmış ve kendisi ../../.... tarihinde ... Cezaevinden tahliye edilmiştir.
3-Müvekkilimiz hakkında isteme konu hüküm dışında verilmiş başkaca bir mahkumiyet hükmü yoktur. Müvekkilimizin cezasının infazından itibaren 3 yıldan uzun süre geçmiştir. Müvekkilimiz adına bu süre içerisinde başlatılan bir soruşturma olmadığı gibi hakkında bir ceza kovuşturması bulunmamaktadır.
4-Buna göre; ilgili koşullar oluştuğundan bahisle müvekkilimizin memnu haklarının iadesine karar verilmesini isteme zorunluluğu doğmuştur.
Netice-i Talep : Yukarıda açıkladığımız sebeplerle Adli Sicil Kanunu 13/A Maddesinde sayılan koşulların oluşması sebebiyle müvekkilimizin memnu haklarının iadesine karar verilmesini talep ederiz. (tarih)
Memnu Hakların İadesini İsteyen Vekili
Av. Hakan ELÇİ
Not: İşbu dilekçe örnek amaçlıdır. Dava için yeterli olmayabilir.
Memnu Hakların İadesi İle İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 8. Ceza Dairesi
2021/10191 E.
2021/21681 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Memnu hakların talebinin reddi
Gereği görüşülüp düşünüldü:
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu'nun 121-124.maddeleri ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 416-420.maddelerinde düzenlenen "yasaklanmış hakların geri verilmesi" kurumuna ilişkin ne 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda ne de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda herhangi bir hükme yer verilmiş, ancak daha sonra 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 38.maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'na 13/A maddesi eklenmek suretiyle Türk Hukukundaki yerini tekrar almıştır.
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'na eklenen 13/A.maddesinde, 5237 sayılı TCK dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği, bunun için, Türk Ceza Kanunu'nun 53.maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, verilmesi için cezanın infaz edilmiş olması ve kişinin infazın tamamlanmasından itibaren üç yıllık süre içerisinde yeni bir suç işlememesi ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekecektir. Anılan kanun maddesinde açıklanan süreler geçtikten sonra talepte bulunan iyi halli hükümlünün memnu haklarının iade edildiğinin bir kararla tespit edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Somut olayda mahkemesince sanığın mahkumiyet kararında yasaklanmış hak bulunmadığı gerekçesi ile sanığın memnu hakların iadesi talebinin reddine ilişkin karar verildiği anlaşılmakla, her ne kadar sanık hakkındaki mahkumiyet kararında herhangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanık hakkında adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, sanığın cezasının infaz edildiği tarihinden itibaren 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A.maddesinde yer alan 3 yıllık sürenin geçmiş olduğu ve sanığın daha sonra yeni bir suç işlememiş olması halinde; mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklamış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilerek itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi
2021/11596 E.
2021/13769 K.
"İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Adalet Bakanlığının 14.06.2021 tarihli ve 2021/8793 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.06.2021 tarihli ve 2021/79444 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Kütahya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.08.2020 tarihli ve 2018/13 Esas, 2018/472 sayılı ek kararını müteakip, hükümlünün yasaklanmış hakların geri verilmesine dair 10.08.2020 tarihli ek kararın iptaline dair Kütahya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.2021 tarihli 2018/13 Esas, 2018/472 sayılı ek kararının verildiği, anılan kararın itiraza tabi olduğu belirtilmiş ise de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 25.04.2016 tarihli ve 2016/3378 Esas, 2016/5527 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, memnu hakların iadesine ilişkin istem üzerine verilen kararların, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'na 5560 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile eklenen 13/A-5 maddesi gereğince hüküm niteliğinde olup istinaf kanun yoluna tabi olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.11.2006 tarihli ve 2006/6-123 Esas, 2006/229 Karar sayılı ilâmı ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 13.07.2009 tarihli ve 2009/8068 Esas, 2009/10789 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/2, 231/2, 232/6 ve 291/1-2. maddeleri uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerekmesi karşısında; sanığın yokluğunda verilen söz konusu kararlarda, başvurulacak kanun yolunun istinaf yerine, itiraz olarak gösterilmesinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 264. maddesine göre, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı cihetle Kütahya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.2021 tarihli ve 2018/13 Esas, 2018/472 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulüne dair Kütahya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.02.2021 tarihli ve 2021/97 değişik iş kararı ile anılan karar sonrası Cumhuriyet savcısı Merve Aksoy tarafından 01.03.2021 tarihinde tebliğ alınan karara karşı itiraz süresi geçtikten sonra 11.03.2021 tarihinde Kütahya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.08.2020 tarihli 2018/13 Esas, 2018/472 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine dair Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.03.2021 tarihli ve 2021/236 değişik iş sayılı kararlarının hukuki dayanaktan yoksun ve yok hükmünde olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
Memnu hakların iadesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.''
şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, hükümlünün mahkûm olduğu 5 ay hapis cezasının 30.09.2019 tarihinde infaz edildiği ve kararın verildiği 10.08.2020 tarihinde hapis cezası yönünden 3 yıllık sürenin tamamlanmadığı gözetilmeden, talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan ek kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5352 sayılı Kanun’un 13/A maddesinin 1. fıkrasındaki; “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.” şeklindeki düzenlemeye göre Mahkemece hükümlünün cezasının 30.09.2019 tarihinde infaz edilmesinden sonra 3 yıllık süre geçmeden yasaklanmış haklarının geri verilmesine dair 10.08.2020 tarihli ek kararı isabetsizdir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden Kütahya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.08.2020 tarihli ve 2018/13 Esas, 2018/472 Karar sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Av. Hakan Elçi